Şu anda çalan:

Telefon 05445802610

Menu

Tıkla Dinle Canlı Yayına Mesaj

Canlı Yayına Mesaj Gönder

Ad Soyad

E-Posta

Mesaj




Dr. Boz: İki haftadan uzun süren öksürüğe dikkat!

-

OSMANİYE Halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, iki haftadan uzun süren öks

 Dr. Boz: İki haftadan uzun süren öksürüğe dikkat!

İbrahim EMÜL/OSMANİYE, (DHA)

OSMANİYE Halk Sağlığı Müdürü Dr. Alper Latif Boz, iki haftadan uzun süren öksürükte verem hastalığından şüphelenilmesi gerektiğini söyledi. Verem hastalığı varlığının binlerce yıl eskiye dayanan mikrobik, bulaşıcı bir hastalık olduğunu belirten Boz, bütün dünyada; ırk, cins, zengin-yoksul, genç-yaşlı ayırt etmeksizin hastalık yapabildiğini, hastalık en çok akciğerlerde olmak üzere bütün organları tutabildiğini söyledi. Yeterli ve uygun tedavi ile hastalığın tamamen iyileşebileceğini vurgulayan Dr. Boz, tedavi bırakılırsa ya da uygun tedavi edilmezse öldürücü olabildiğini kaydetti.
Dünyada tüberküloz hastalığının yaygınlığının yavaş bir şekilde azaldığını, ancak hastalığı yok etme hedefi için daha çok çalışmanın gerektiği vurgulayan Boz, "Türkiye'de 2014 yılında toplam tüberküloz olgu sayısı 13 Bin 378, olgu hızı yüz binde 17.5'tur. Osmaniye'de tüberküloz toplam olgu sayısı 76, olgu hızı  yüz binde 12.4'tür. Türkiye'de de dünyada olduğu gibi tüberküloz hastalığının görülmesi  azalmaktadır.  Tüberküloz eliminasyon programı için aynı özverili çalışmaların gevşemeden devamı gerekir." dedi.
AKCİĞER VE GIRTLAK VEREMİ OLAN HASTALARDAN BULAŞIR
Verem hastalığının, tedavi görmemiş aktif akciğer ve gırtlak veremi olan hastalardan bulaştığını ifade eden Dr. Alper Latif Boz, "Bu hastaların, öksürmesi, hapşırması, konuşması ile mikroplar çevreye saçılır. Sağlıklı kişilerin bu havayı soluması ile hastalık bulaşır. Çatal, kaşık, tabak, giysi ile, kan yolu ile, cinsel ilişki ile bulaşma olmaz. Bulaşma için bulaşıcı verem hastası ile bir süre aynı yerde yaşanması gerekir. Bu hastaların aynı ev içinde yaşadığı kimseler ve yakın çalışma arkadaşları  bulaşma açısından risk altındadır.  Bu kişiler, dispanser tarafından taranıp, verem hastası değillerse koruma tedavisi almaları halinde yüzde 90 oranında hastalıktan korunurlar. Mikrobu alan kişilerin yüzde 10'u hayatlarının bir döneminde verem hastası olurlar. Vücuda giren mikroplar  aylar-yıllarca hastalık yapmadan kalabilirler. Vücuttaki verem mikropları aktif hale gelirse hastalık yaparlar. Vücut direncini düşüren bazı hastalık ve etkenler  verem hastalığının gelişmesine yol açabilirler.  AIDS, diabet, böbrek hastalığı, bazı kanserler, ilaç ve alkol bağımlısı olanlar, sigara içenler diğer bazı ciddi hastalıklar vücut direncini düşürebilirler." diye bilgi verdi.
HASTALIK BELİRTİLERİ GÖRÜNENLER BİRANÖNCE DİSPANSERE BAŞVURMALI
Hastalığın belirtileri hakkında da açıklama yapan Dr. Boz, özellikle iki haftadan uzun süren öksürükte verem hastalığından şüphelenilmesi gerektiğini belirterek, ateş- gece terlemesi, göğüs ağrıları, İştahsızlık - zayıflama, halsizlik ve kan tükürmede hastalık belirtilerindendir. Hastalığın belirtileri görünen kişilerin bir an önce dispansere ya da göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerekir. Şikayetler ve akciğer filmi ile veremden şüphelenilir. Tanı , balgamda verem mikrobunun görünmesi ile konur. Verem tedavisi yeni hastalar için 4 ayrı ilaçla başlanır. Tedavi süresi en az 6 aydır. Özel bir beslenmenin, sıkıntı-stresin, istirahatın ve değişik iklimin tüberküloz tedavisinde önemli bir yeri yoktur. İlaçların düzenli ve yeterli bir süre kullanılması tedavi için yeterlidir." dedi.
DİSPANSERLER TARAFINDAN ÜCRETSİZ SAĞLANMAKTA
Dr. Boz, verem hastalığının tanı, tedavi ve takip işlemleri dispanserler tarafından ücretsiz sağlanmakta olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Düzensiz tedavi ya da yarım bırakılan tedavi ilaç direncine yol açar. İlaç direnci, tüberküloz tedavisinde kullanılan ilaçların artık tüberküloz mikrobuna etki etmemesi  demektir. Bu hastalar daha uzun süre kullanılan, daha fazla sayıda , daha pahalı ve daha fazla  yan etkisi olan ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılır. Verem hastalarının tedavisini daha düzenli bir şekilde yapmak ve tedavilerini tamamlamak için ''Doğrudan Gözetimli tedavi'' gerekir. DGT, hastalara her doz ilacın bir görevli tarafından bizzat içirilmesidir.  DGT, verem hastasının sağlığını garantilediği için hasta açısından, bulaşmayı durdurduğu için de toplum açısından iyidir."

Sosyal Medya'da Paylaş
Facebook Yorumları